28 Eylül 2015 Pazartesi

Jaguar

Temel yaş gününde karısına ne istediğini sormuş.. 
“Jaguar isterim!” diye tutturmuş karısı.. 
“İyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum!” demiş Temel.. Karısı yalvarmış, ağlamış, Temel’in canına okuyana kadar..Temel sonunda razı olup ona bir Jaguar almış.. Hayvan eve girer girmez kadını yemiş..

Kulaksız Bebek..

Küçük Temel’in komşularının bir bebeği dünyaya gelmiş.. Ama ne talihsizlik ki minik bebeğin kulakları yokmuş.. Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel’e anlatan babası 
“Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin..!” diye tembih etmiş..
”Bırak bahsetmeyi, ağzından ‘Kulak’ kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!”
Bebeğin yanına çıkmışlar, Temel bebeğe yaklaşmış, 

” Ne güzel bir bebek..” demiş
“Ciddi misin?..” demiş bebeğin annesi , 

“Teşekkür ederim Temel..”
“Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var.. Görebiliyorlar mı bari?..”
“Evet..” demiş bebeğin annesi, 

“Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi..”
“Bu harika..!” demiş Temel, 

“Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemişti..!”

Sahra Çölü

Orman şefliği 
‘Ağaç kesici eleman aranıyor’ diye gazeteye ilan vermiş, ertesi gün sıska, yaşlı ve minicik bir adam müracaat edince Şef, adamın tipine bakıp 
“Olmaz..” demiş.
“Bir dakika.. Benim adım Temel..” demiş adam, 
Henüz 72 yaşındayım.. Lütfen bana bir şans verin ve neler yapabileceğimi görün..!”
Orman Şefi Temel’i başından savmak için 
“Tamam..” demiş, 
“Şu karşıdaki dev meşe ağacını görüyor musun?.. Baltanı al ve onu kes..!”
Şef arkasını dönüp odasına gidemeden dev ağacın yere düşüş kütürtüsü ile birden dönmüş, bizim Temel omzunda baltası ile gülümsemekte..
“N.. Nasıl yapabildin bunu bu kadar kısa sürede?..” demiş Şef hayretle..
“Uzun süre ‘Büyük Sahra Ormanı’nda çalıştım..”
“Büyük Sahra Çölü’ demek istedin?..”

Temel gülümsemiş, 
“Aa, evet…” demiş, “Şimdi artık oraya böyle diyorlar..!”

Aşk Nedur Temel?..

Temel’e sormuşlar 
“Aşkı neye benzetirsin?..
” “Mektuba..” demiş Temel..
 “Mektup mu? Niye?..” 
“Niye olacak?..” demiş Temel, 
“Önce yazarsın, sonra yalarsın, işi bitince de postalarsın gider..!”

Vesikalik

Vesikalık fotoğraflarında hiç güzel çıkmayan Temel, resmi bir iş nedeni ile fotoğraf çektirmesi gerekince tutmuş fotoğrafçının yolunu, girmiş içeri ve 
“Fotoğraf çektirmek istiyorum..” demiş, 
“Yalnız o küçük vesikaliklarda berbat çıkıyorum..”“Tamam efendim..” demiş fotoğrafçı, 
“6×9’a ne dersiniz?..”
“54 derim de bunun konumuzla ne alakası var?..”

“Pissttt..!

Temel biraz Erkek Kedilik yapmak isteyince bir bara gitmiş orada tanıştığı gencecik tatlı fıstığı ayarlayıp bekâr evine götürmüş..
Kız da seks delisi çıkmaz mı?.. Sabaha kadar canı çıkmış Temel’in..
Ama güneş doğarken kız çığlık çığlığa

“Daha istiyorum.. Bir daha..Bir daha” 
diye bağırınca 
“Şu karşı benzinciden bir paket sigara alıp geleyim” bahanesi ile giyinip dışarı fırlamış. Benzincinin tuvaletine gitmiş, pisuvara yaklaşıp fermuarını açmış.. Birden şeyini bulamayınca paniklemiş.. Sonra başını hafifçe öne eğip
“Pissttt..!” demiş sessizce, “Kız burada değil.. Çıkabilirsin!.”

Temel ve soyguncu

Temel, karanlıkta yalnız başına yürürken soyguncunun biri üzerine atlamış. İkili kıyasıya yerde debelenerek bir güreşe başlamışlar. Dakikalar sonra daha önceden hazırlıklı olan soyguncu Temel’in sırtını yere yapıştırmış. Ceplerine bakıp birinde 25 kuruş bulmuş. 
“Aptal adam! Direnip hayatını bu 25 kuruş için mi tehlikeye attın?” demiş. 
“25 kuruşla yetineceğini ne bileyim?” diye cevaplamış Temel yattığı yerden doğrulmaya çalışarak, 
“Bir anda çorabımın içindeki 1000 doların peşinde olduğunu sandım.”

Ucakda yolculuk

Temel ilk defa uçağa binmiş, uçakta dışarıyı en iyi görebileceği koltuğu hayli aramış, bulmuş ve oturmuş, biraz sonra adamın biri gelip 
“Kalkar m ısınız?.. Orası benim koltuğum” demiş nazikçe. 
“Git be başımdan” demiş Temel sinirlenerek, “Buraya önce ben oturdum!” Adam 
“Tamam ulan..!” demiş bu sefer kızarak, “Uçağı sen uçur o zaman.. Manyak..!”

Temel Fransızca

Temel Fransızca dersinde müthiş zorlanıyormuş, onu yüreklendirmek isteyen öğretmeni 
“ Bu işin üstesinden geleceğine eminim..” demiş, 
“ Rüyalarını Fransızca görmeye başladığın anda bu konuyu da halletmiş olacaksın..”
Bir gün Temel koşarak Fransızca öğretmenine gelmiş, heyecanla
 “ Dün gece bir rüya gördüm, herkes Fransızca konuşuyordu öğretmenim..” demiş,
“ Harika..!” diye sevinmiş öğretmeni , 
“ Ne konuşuyorlardı?..”
“ Ne bileyim?..” 
demiş Temel,
” Bi bok anlamadım ki?..”

6 Eylül 2015 Pazar

Taramışlar


Temel’in tek eğlencesi Dursun’la dalga geçmektir. Bir gün yine Dursun’u görünce şöyle der:
Ula Dursun duydun mu 50 kişiyi taramişlar.
-Uyy deme ula nerede?
-Marketin karşisundaki berberde. :)

İndi Sandum


Temel uçakla İstanbul’a gitmektedir. Uçak havalanır. Bir ara cam kenarındaki yolcu kalkar tuvalete gider, Temel de adamın yerine oturur. Bir müddet sonra koltuğun sahibi gelir ve:
-“Kardeşim burası benim yerim lütfen kalkar mısınız? der.
Temel gayet sakin bir şekilde:
– “Valla uşağum ben seni demin indi sandum” der.

Kanaatkar Temel


Temel deniz kenarında balık tutuyormuş diğer insanlarla. Oltasını atmış, beklemiş ve kocaman bir balık çekmiş… Balığı almış eline, nazikçe çıkarmış iğneyi balığın ağzından, şöyle bir balığa iyice bakmış ve denize atmış.
Ondan başka kimse balık yakalayamıyormuş. Temel tekrar oltasını atmış daha kocaman bir balık, tekrar balığın ağzından iğneyi nazikçe çıkarmış ve balığa şöyle bir etraflıca bakmış ve tekrar denize atmış.
Her seferinde daha kocaman balıklar yakalamış yine etraflıca baktıktan sonra balıkları denize.
Yanında balık tutanlar artık dayanamamışlar ve Temel’in yanına gelmişler:
– Amcacığım ne yapıyorsun sen, demişler.
Biz saatlerdir buradayız tek bir balık bile yakalayamadık. Sen ise kocaman kocaman balıkları denize atıyorsun.
Temel, dönmüş kalabalığa ve şöyle demiş;
– Çünkü benim tavam küçük.

Korkulu Rüya


Küçük Temel, ayakkabılarını çıkarmadan yatağa girmişti. Annesi:
-Ne o çildirdun mi?
-Ne yapayim anacuğum, dün gece korkuli bir rüya gördüm da..
-Nasi rüya?
-Dün akşam çiplak ayakla kırık camlarun üstünde dolaşayidum. Bu akşam da aynı rüyayı görürsem ayaklarım kanamasun diye giydum

Tut şu halatı


Temel Çımacı olmuş, ilk kez yurt dışına gitmişti. Gemi Liverpool Limanı’na yanaşırken, Temel iskeledeki İngiliz’e bağırdı:
-Tut şu halatı! İngiliz anlamadı bir şey..
Temel yine bağırdı:
-Tut şu halatı! İngiliz’de gene hareket yok..
Temel ortaokuldaki ingilizcesi ile bağırdı:
-Do you speak English?
-Yes.. Yes..
dedi İngiliz.
Temel öfkeyle bağırdı:
-O zaman tut şu halatı..!

5 Eylül 2015 Cumartesi

Tüpgecit

Mısır hükümeti Kızıldeniz`in altına tüp geçit yapmak için ihale açar.
İhaleye İngiltere`den, Amerika`dan, Japonya`dan ve Türkiye`den de Temel`in
firması olmak üzere birer firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler.
Ingiliz firmasi:
– Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin
altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur.
30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz 
Amerikan firması:
– Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50cm fark olur, Japon firması ise:
– Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olacak, 
diye belirtir. Sıra bizim Temel`e gelir. 
Temel:
– Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur der.

homoseksuelin akli

Temel`e sormuslar, 

– Bir homoseksuelin aklini nasil karistirirsin? 

Temel uzun sure dusundukten sonra 

– 58 rakami ile, demis. 

– O da ne demek hic bir sey anlamadik

Denildigi zaman, 

– Bakin nasil akliniz karisti. Sizi ibneler sizi, demis…

istanbulda,

Temel piyasaya epeyce borçlanmıştır,Fadimeye derki :
-beni soran olursa istanbula citti de, ben çatıdayum gözetliyrum.
Bir müddet sonra dursun gelir sorar 

-temel nerdedur.
-istanbula citti üç gün yokdur.
Hasan gelir aynı cevabı alır.Fadimenin sevgilisi gelir,
– Temel nerededur da.?
-istanbulda, 

lafını duyar duymaz fadimeyi altına alır.
Temel yukarıdan ic cekerek :
-Ula be senin ananı *ikerdum ama dua et istanbuldayım.))))

üniversiteye hazurluk

Temel Dursun`a üniversite çagindaki kizini matematik dersi çalistirmasi için emanet eder.
Aradan 9 ay geçer.
Kizi karni burnunda eve döner.
Temel sinirle Dursun`un evine gider. Ve Dursun`a bagirir:
“Ne yaptun kizuma?!” Dursun cevap verir:
“Ne yapayum daa?!
-Ders çalismiyordu. Koskoca kiz, dövsen dövülmez……”

Kim seslendi?

Bir ara Karadenizlilerle Ruslar Savaşıyorlarmış.Bu savaş günlerce sürmüş,fakat iki taraftan da hemen hemen hiç kayıp olmuyormuş.Ruslar bir ara toplanıp tartışmaya başlamışlar:
-Bu böyle olmayacak.En iyisi ünlü bir Karadenizli ismi bulalım,söyleyince ayağa kalkarlar,biz de onları vururuz.
-Tamam.Haydi,Temel diyelim.
-Biiiir,ikii,üç!
-Temeeeeeel!

-Ne vaaaaar???
Ruslar ayağa kalkanları vurmuşlar.-Tamam,güzel.Şimdi idris diyelimBiiir,ikiiiii,üçç!
-İdriiiiiiiiiiiiiiiiiis!!!
-Neeeeeeeeeee?

Ruslar İdris`leri de vururlar.Tamam harika,şimdi Dursun diyelim.
-Biiir,ikiiii ve üüüç!!!
-Dursuuuuun!!!
-Ne oldiiii???

Dursun`ları da vururlar.Karadenizliler konuşmaya başlar:
-Bu böyle olmayacak.En iyisi biz de onlara yapalım.Haydi,Vlademir diyelim.
-Vlademiiiir???

Çıt yok.
-Vlademiiiiiiir!!
Hala çıt yok.
-Vlademirrrrrrr…
Bir ses gelir:
-Kim seslendi?
Karadenizliler hep birlikte ayağa kalkarak:
-Biiiiiiiiiiiiiiiiiz!!!