26 Ocak 2016 Salı

para nerede?

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: 
"para nerede?"
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: 
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum." 
Tercüman tercüme etti:
- "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
- "Şimdi sor bakalım, para nerede."
Tercüman işaretle sordu:
- "para nerede?"
Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
- "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
- "Ne söyledi?" dedi baba.
Tercüman yanıtladı:
-"Dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g*t istermiş."

o köprünün ortasındaki adam var ya!

Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,
- Eeee! ne vergisi koyalım? demiş..
Vezirler:
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padişah,
- Tamam, demiş.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- Nasıl, halk hayatından memnun mu? Her hangi bir şikayet var mı?
- Hiç bir tepki yok sultanım!
- İyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! 
Aradan bir süre geçmiş, padişah tekrar sormuş vezirlerine:
- Var mı halinden şikayet eden?
- yok! 
Halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş:
- Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni köprünün ortasında becersin!
Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini,
-Halkı dinleyelim hele bir, demiş. 
Gitmişler halka, padişah sormuş:
- Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikayetiniz? 
Ses yok.
Padişah tekrar:
-Ulan demiş, taş üstünde taş omuz üstünde baş komam!!! Var mı şikayeti olan hemen söylesin! 
Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
-Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demiş Padişah bir umutla... Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
- Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız..

Yogurt

Temel genc yasta evlenir, karisi ile bir cocugunu birakarak gurbete cikar.On-onbes sene dolastiktan sonra,
"Hele bir silaya varayim!" der.Evine geldigi zaman karisi ile birlikte uc cocuk bulur. En kucugu onundeki kaptan yogurt yiyor yabanci yabanci bakmaktadir. Temel sorar,
"Yahu karucugum. Bunlar da kim?" Karisi,
"Su buyugu ilk cocugun degil mi?Ne cabuk unuttun!"
"Ya oteki?"
"O da ana rahminde idi, sen gittikten sonra dogdu."
"Ya digeri?"

"Canim, zaten onun da sana baba dedigi yok ki, oturmus yogurdunu yiyor!"""

zenci misunuz?

Temel tren ile yolculuk yapacakmış. Gideceği yer de çok uzun yol, konuşmadan çekilmez! Kendisiyle aynı kompartımandaki zenciyle sohbete başlamış:
- Siz zenci misunuz?
- Evet, nereden anladınız?
- Şivenizden!

Temel dinlediği bir fıkraya 4 kere gülmüş


  1. Anlatılınca
  2. İzah edilince
  3. Anlayınca
  4. Hala anlamadığını anlayınca

Kolleksiyon

Temel çok güzel bir kadını gözüne kestirmiş. Kadının peşinde ve bir taraftan da nasıl yatağa atarım diye düşünüyor. Klasik tavlama usüllerinden biri geliyor aklına ve birden kadına dönüp:
- Hadi bize gidelum sağa pul kolleksiyonumu cöstereyim!
Kadın şaşırır fakat bozuntuya vermez:
- Peki ya beğenmezsem!
- O zaman ciyinur cidersun!..

pi Pardak su

Temel ile Dursun çok iyi arkadaşlarmış fakat Fadime Temel'i, Dursun'la aldatıyormuş. Temel bir gün iş seyahatine gideceğini söyleyerek eşyalarını toplayıp çıkmış. Fadime de Temel çıkar çıkmaz Dursun'u çağırmış. Temel uçağı kaçırdığı için eve döndüğünde Fadime ile Dursun yataktaymış. Fadime, telaştan ne yapacağını şaşıran Dursun'a:
- Sen kapının arkasına geç, heykel gibi dur. Temel zaten seni farketmez, demiş.
Temel üstünü değiştirmiş, yemek yemiş, yatmış. Gece bir ara Temel su içmeye kalkmış. Dursun da hala bir fırsat bulup kaçamamış kapının arkasındaymış. Temel suyunu içip bir bardak su da kapının arkasındaki Dursun'a uzatmış.
- Al ula! Ben sizin evdeyken sen bana su da vermemiştin!...

her poku

Temel Cemal'e sormuş:
"Cemal haçan tezek netur?"
"Yakıt olarak kullanılan, kurutulmuş poktur"
"Peçi cübre netur?"
"O ta bitkilere yararlı, işlenmiş poktur"
"Sen de her poku pileysun!..."

Hangi Film

Temel, Fadime'yi alıp sinemaya götürür. O sıra gösterimde olan Leyla ile Mecnun filmine girmeye karar verirler. Temel gişeye gidip:
- Pize içi pilet lutfen!
Gişe görevlisi biletin hangi filme olğunu öğrenebilmek için sorar:
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayır Fadime'ylen penum için!..

Semsiye deligi

Temel yağmurlu havada elinde şemsiyeyle gidiyormuş ama elindeki şemsiyenin ortasında bir delik olduğundan ıslanmaktan kurtulamıyormuş. Temel'in bu halini gören Dursun seslenmiş:
- Ha uşağum, eline sağlam pi şemsiye alaydun ya! Boyle yağmurda ıslanmazidun.
- Haçan olur mi? O teluği pen teldum. Yoksa yağmurun turduğuni nasil anlayacakidum?..

Damam affettum

Temel bir gün alış verişe gitmiş. Alacağı kıyafeti denemek için soyunma kabinine girmiş. Çırıl çıplak bir vaziyetteyken, biri kapıyı tıklatmış. Temel seslenmiş:
- Cirmeyun çıplağum!
Dışarıdan mahçup bir kadın sesi duyulmuş:
- Afedersiniz!?.
Temel:
- Damam affettum! Cirebilursun!...

Bizum Taka

Temel her iki konuşmanın birinde kendi sülalesinin çok eskilere dayandığını iddia edip dururdu. Yine böyle konuşmalardan birinde ipin ucunu o kadar kaçırdı ki; "Pizum sülale Yusuf Peygambere katar tayanur." dedi. Arkadaşları Temel'in bu kadar atmasına bozuldularsa da gırgırı sürdürmesi için; ortaya bir yem atmaktan da kendilerini alamadılar.
- Ula Temel yavaş cel... Nereteyse sülalentekilerun Nuh peygamberin cemisuna ta pintuğuni söyleyeceğsun da...
Temel:
- Haçan o katar ta teğul, o zamanlar pizumkilerun kentu takaları varidu!...

Tahtakale borsa

Temel'e sormuşlar:
- "Yarın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşaçak, dünya nüfusunun yarısı o anda ölecek... Havaya yükselen tozlar dünyayı karanlığa gömecek, buzul çağı başlayacak... Kalan insanlar da bu çağda ortadan kalkacaklar. İnsanlığın sonu gelecek." Böyle bir felaketi önceden haber alacak olsan ne yapardın?
Temel hiç düşünmeden yanıtlamış:
- Bütün paramı dolara yatırırdım!...

Eli belinde

Bir gün Temel elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Bu durum Karadeniz'e tatile gelmiş birinin dikkatini çekmiş. Farkettirmeden uzaktan uzağa Temel'i seyretmeye başlamış. Temel otobüsüne binmiş eli hala belinde... Otobüsten inmiş eli belinde... Saatlerce yol yürümüş eli hala belinde... Onu izleyen adam dayanamamış; koşup, Temel'in yolunu kesmiş:
- Kardeşim bir rahatsızlığın mı var?
Temel:
- Yooo.
Adam:
- Yoksa deli misin?
Temel:
- Deli de değilum.
Adam:
- E saatlerdir seni izliyorum, elin belinde yürüyorsun. Ne elini oynattın ne şeklini bozdun?!.
Temel sakince, hala belinde olan eline bakmış:
- Vay anasinu karpuz tüşmüş!...

Kirulamayacak pir rekor

Temel, Dursun ve Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapmaya karar vermişler. Dursun suyun altına girmiş, 15 dakika dayanabilmiş. Cemal suyun altına girmiş, o da 10 dakika dayanabilmiş. Temel suyun altına girmiş, bir daha çıkmamış. 10 saat olmuş... 20 saat olmuş... Temel'i arama çalışmaları başlamış fakat bir türlü bulamamışlar. Bir ay sonra Temel'in cesadi karaya vurmuş. Tanıyanlar karısı Fadime'ye baş sağlığı diliyorlarmış; "Fadime" demişler, "kocanı bir yarışma yüzünden kaybetmen çok acı. Metin ol!"
Fadime taziyeye gelenlere bir konuşma yapmaya başlamış:
- Haçan pen kocami kaybettum ama onemli olan pu değildur. Önemli olan kocamin inanmasu... O yarişmayu kazanip ceriye pir te kirulamayacak pir rekor pirakmasu!...

Bir tane daha

Temel sahilde yürürken, ağzı mantarla kapatılmış bir şişe bulur. Merak edip mantarını çıkarınca birden içinden bir cin çıkar. Cin:
- Beni hapsolduğum bu şişeden kurtardın. Üç dilek hakkın var. Dile benden ne dilersen sahip! der.
Temel:
- Cebimde param hiç bitmesin! der.
Cin parmağını şıklatır. Temel hemen elini cebine atar, bir tomar para bulur. Tomarı cebinden çıkarıp elini tekrar cebine atar. Cebi yine para doludur. Temel ikinci dileğini diler:
- Bir şişe rakım olsun ama hiç bitmesin.
Cin parmağını şıklatır. Temel'in önünde bir şişe rakı belirir. Temel hemen şişenin kapağını açıp yere döker ama şişeyi doğrultur doğrultmaz görür ki şişe yine dolmuştur. Emin olmak için bir deneme daha yapar... Şişe yine dolar. Bunun üzerine Temel üçüncü dileğini patlatır:
- Bu şişeyi çok sevdim. Bir tane daha istiyorum!..

Akıllı Köpek

Adamın biri sinemaya gider. Filmi izlerken ön tarafta bir kadınla, kocaman köpeğinin filmi ilgiyle seyrettiklerini görür. Hatta köpek, filmin komik sahnelerinde katıla katıla gülmektedir. Bir köpeğin bu kadar ilgiyle film seyretmesi adamın çok garibine gider. Adam, film bitene kadar kaçamak bakışlarla köpeği süzmekten kendini alamaz. Filmin sonuna kadar zor sabreder ve film bitiminde hemen köpeğin sahibi kadının yanına gider:
- Hanımefendi ne ilginç bir köpeğiniz var? Köpeğinizin filmi, hem de kahkahalarla izlemesi gerçekten çok şaşırtıcı bir olay!
Kadın:
- Ben de gerçekten çok şaşırdım! Halbuki filmin romanını okuduğunda hiç beğenmemişti!!!

Derhal koş

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayetim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle. Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti, babama da laf etti. Anam da yohtur, babam da yohtur. Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.