Sık sık çevresindeki, emri altındaki kisileri azarlar, kırarmıs. Yine öfkeli bir
anında usagını agır bir sekilde azarlamıs, hakarette bulunmus. Usak:
— Artık bu kadarı fazla, diyerek alıp basını gitmis.
Bunu duyan usak simsarları hemen Hüsrev Pasa’nın konagına damlamıslar. Hüsrev Pasa aradıgı usakta bulunmasını
istedigi nitelikleri sıralamaya baslamıs:
— Benim huyumu biliyorsunuz, bana buna göre bir usak bulacaksınız. Bulacagınız usak öyle zır cahil olmasın. Az çok
okuma yazma bilsin, biraz mürekkep yalamıslıgı olsun.
— Bulacagımız usagın böyle biri olmasına dikkat ederiz pasam.
— Bulacagınız usak hossohbet, nüktedan biri olsun. Biraz halden, dilden anlasın. Yorgun ve sıkıntılı zamanlarımda beni
eglendirsin.
— Bas üstüne pasam...
— Biraz hesap kitaptan da anlasın.
— Peki pasam.
— Biraz musikiden de anlasın. Malum müzik ruhun gıdasıdır, derler.
— Emredersiniz pasam.
Bu konusma sırasında orada bulunan devrin tanınmıs sairi Izzet Molla söze karısmıs:
— Pasam, sizin aradıgınız gibi birini hasmetli padisahımız da arıyormus.
Pasa merakla sormus:
— Ya öyle mi, ne yapacakmıs acaba?
— Sayet böyle birini bulabilirse sadrazam yapacakmıs.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder