11 Kasım 2017 Cumartesi

Felsefi cözüm


Ülkemizin tanınmış genç avukatlarından biri, yaban kazı avı zamanı, tüfeğini alıp Karadeniz sahillerine çıkmış.
Uçarken görmüş kazı “dannn!” kuş döne döne inmeye başlamış yere… düşmüş sonunda ama, arazide bir çit var, onun öte yanına. Kazı almak için çiti aşmağa çalışırken, yaşlıca çiftçi Temel çıkıvermiş ortaya.
“Ne yapıyorsun benim arazimde?”
“Şu yaban kazını vurdum da, almaya çalışıyorum”
Yaşlı çiftçi temel 
“O arazi penum olduğuna göre, içindeki kuş da penimdur” diye terslemiş. Avukat sesini yükseltmiş.
“Ben bu ülkenin en büyük avukatlarından biriyim. Beni uğraştırma. Mahkeme masrafı falan der, çiftliğine kadar alırım bak!”
Yaşlı çiftçi gülmüş.
“Biz Karadeniz’de böyle küçük sorunları mahkemeyle değil, ‘üç tekme’ kuralıyla çözeriz.”
“Nedir o üç tekme kuralı” diye sormuş, avukat, merakla.
“Şöyle” demiş, yaşlı çiftçi.
“Önce biri ötekine 3 tekme vurur, sonra öteki sonra gene ilki biri pes edene kadar.”
Avukat genç, güçlü kuvvetli, sportmen, çiftçi ihtiyar… “ben bunu haklarım” deyip içinden “kabul” diye bağırmış.
“HaBurası penum arazim olduğuna göre ilk vurma hakkı bendedur” demiş, yaşlı temel ve bir tekme atmış avukatın kasıklarına.
“Ugggh” diye dizlerinin üzerine çökmüş avukat. ikinci tekme tam midesine gelmiş ki, avukat öğlen yediği yemekleri çıkarmış, “böğğğ” diye ve dört ayak haline gelmiş yerde.
Yaşlı temel üçüncü tekmeyi tam kıçına kondurunca, avukat öne kapaklanmış. Önde de çiftçinin ineğinin biraz evvel oraya bıraktığı ıslak tezek var. Suratı aynen gömülmüş içine.
Avukat “şimdi sıra bende, ihtiyar tilki” diye doğrulmuş, ağzına kadar giren pislikleri, ceketinin koluyla temizlemeye çalışırken…
Yaşlı temel gülmüş; 
“Pen pes ettum. Bir kaz için dövüşmeye teğmez. Al kuşunu git!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder