16 Eylül 2013 Pazartesi

YABANCI DEĞİL


Adamın biri, varını yoğunu yatırarak aldığı son model, gıcır gıcır arabasıyla kentin en büyük bulvarında keyifle giderken arkadan gelen bir kamyon büyük bir gürültüyle arabasına çarpmış. Kenara çekip duran adam öfke içinde arabadan inmiş; gidip, arabasının hurdaya dönen arka kısmına bakmış üzüntüyle; sonra da kendisine çarpan kamyonun şoförüne doğru koşmuş, başlamış bağırmaya:
–"Ne yaptın ulan geri zekâlı?" demiş, "Mahvettin arabamı! Kör müsün? Koskoca arabayı görmedin mi? Ne biçim şoförsün sen? Ehliyeti bakkaldan mı aldın?"
Sonra da hırsını alamamış, mahcup bir şekilde boynunu bükerek, sessiz sedasız kendisini dinleyen kamyon şoförünün yakasına yapışmış, silkelemeye başlamış:
–"Ver çabuk arabamın zarar ziyanını!"
Kamyoncu boynunu biraz daha bükmüş:
–"Nem var ki vereyim abi!" demiş, "Ben yoksul biriyim. Evde sekiz nüfus bir benim elime bakıyor. Üç kuruş maaşımdan başka hiçbir şeyim yok. Bu kamyon da benim değil! Gözünü seveyim bağışla bu seferlik!"
Verirdin, vermezdim derken, otomobilin sahibi bakmış hasarı sineye çekmekten başka çare yok, «Lanet olsun!» diyerek tekrar geçmiş direksiyonun başına, homurdana homurdana basmış gaza!
Aradan beş dakika ya geçmiş, ya geçmemiş, «Güüüm!» diye bir ses daha gelmiş arkadan; aynı kamyon, adamın arabasına yine arkadan çarpmış! Otomobilin bahtsız sahibi bu kez tamamen çılgına dönmüş; inmiş arabadan, kendisine çarpan kamyonun şoförüne doğru koşmuş. Aynı anda kamyonun şoförü de kapı camından başını uzatarak:
–"Benim abi, benim!" demiş, "Yabancı değil!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder