28 Mart 2015 Cumartesi

Kanayim deme


Osmanlı’nın son zamanlarında iki Sürmeneli, yaylaya gidiyorlarmış. O sırada aynı zamanda Ramazan’mış. Sürmenelilerden birisi, o yaz sıcağında yayla yolunda oruç tutmanın güçlüğünü düşünerek o gece sahura kalkmamış. Orucu kazâ etmeyi kararlaştırmış. Ramazân-ı Şerif’e toptan niyetlenmeyip böyle her gün için müstakil bir niyyet ile oruç tutmak mümkündür. O da, bu şer’î cevâzı kullanmak istemiş. Fakat diğer arkadaşı, böyle birşeyi akıl edememiş. Birlikte yaya olarak yola koyulmuşlar. Trabzon yaylalarına çıkılırken yollarda çok güzel sular vardır. Buz gibi şarıl şarıl akıp gider. Öğle vakti böyle bir suyun başına gelmişler. Oruçsuz sürmeneli:
-“Arkadaş! Ben bu yayla yolunun meşakkatüni hesap ederek akşam sehura kalkmadum. Bugünkü oruca niyetli değilum. Sen ne yaptun. Ben yanima erzak aldum. Öğleyi yiyeceğum”.
Arkadaşı itiraz ettiyse de dinletemeyince:
-“Peki sen bilirsin” demek mecburiyetinde kalmış.
Oruçsuz sürmenli yemeğini yerken, diğer arkadaşını da teşvik etmeye başlamış.
“-Ula gel karnuni doyur. İç habu buz gibi sudan. Keyfune bak. Birgün oruç bozmak cinayet değildur ya!” demiş.
Oruçlu:
-“Ula sen deli misun? Bunun 61 gün ceza orucu var. Ben oni nasi tutarum?” deyince arkadaşı:
-“Hey akilsuz, bir sene sonra uc aylar kış aylaruna gelecek. Uç aylarun başinda oruca başlarsun. Remezen’a kadar oni tutarsın. Hem bir gün yerine 61 gün oruç yazilur defterine. Arkadasında da remezan orucuna devam edersun” diyerek arkadaşını ikna etmeye çalışmış.
Oruçlu bir müddet mukavemet ettiyse de teslim olmuş. Bağdaş kurup yemek yemeğe başlamışlar. Lakin arkadaşı aynı zamanda içki içen bir adammış. Oruca niyet etmediği için ramazan sayılmayacağı düşüncesiyle arka cebine rakısını yerleştirmiş. Belli bir zaman sonra içkisini çıkarıp arkadaşına:
-“Ula sen biliyisun ki ben habu zikkimu içeyirum. O ki ben bugün oruçlu değilum. buni içsam ne var?”
Arkadaşı itiraz ettiyse de yine biraz evvelki oruç bozdurma kullandığı cerbezeyi kullanıp onu susturmuş ve içkisini içmiş. Ama talihe bakın ki oradan bir jandarma müfrezesi geçiyormuş. Osmanlı zamanı aleni bir surette oruç yiyenlere şeriat icâbı yetmiş sopa dayak cezası vardı. İçki içenlerede aynı ceza uygulanırdı. İkisi bir arada yüzkırk sopa eder ki buna dayanmak bir Allah kulu için mümkün değildir.
Jandarmalar bunları apar-topar yakalayıp Sürmene’nin merkezindeki karakola götürmüşler ve Karakol kumandanı askerlere:
-“Bunlar alenen nakz-ı sıyâm etmişlerdir yani açıkca oruç yemişlerdir. Bunun için kendilerine yetmiş sopa vurun. Yetmiş sopa da içki içtikleri için hakkettiler. Eder yüzkırk. Hadi başlayın, bakalım!..” diye emredince, bu belaya sebep olan oruçsuz sürmeneli bir kurnazlık düşünmüş:
-“Kumandan! Sen bağa bu dayağı atturamazsun. Senin hükmun müslümanlara geçer. Ben Rum’um!”
Kumandan şaşırmış:
-“Sen müslüman değil misin?” diye sormuş.
O zaman şimdiki gibi herkes nüfus kağıdını cebinde taşımazdı. Zira nüfus kağıdı dosya kağıdı gibi birşeydi.
-“Peki senin adın ne?” demiş.
-“Dimitri” diyince kumandan pek inanamamış ve askerlerden birini çarşıya gönderip rum olan birisini getirmesini istemiş. Oruçsuz sürmeneli harika rumca bildiğinden adamlar şakır şakır rumca konuşurmuş. Bir kelime rumca bilmeyen kumandan böyle rumca konuşması karşısında:
-“Eh, peki sen kurtardın! Sen oruç tutmaya mecbur değilsin. İçki de sizin için serbesttir. Yapacak birşey yok sen git” demiş ve askerleri çağırarak ötekine yüz kırk sopa atmalarını emretmiş.
Bu suretle kurtulan sürmeneli arkadaşını kendinin ayarttığını düşünerek ona bir iyilik etmek istemiş ve demiş ki;
-“Kumandan Efendi! vallahi billahi bu müslümanın bir kabahati yok. Onu ben kandırdım. Senden ricam, oni bağa bağışlamandur.”
Kumandan itiraz edince demiş ki;
-“Ben müslüman olsam ,sen da beni müslüman etmenin sevabini kazanursun. Bu garibi bağa bağışlar misun?”
Bu teklif kumandanın hoşuna gitmiş ve kelime-i şahadet getirince, ötekinide serbest bırakmış. İki kafadar karakoldan çıkıp uzaklaşırken numaracı Sürmenli öbürüne demiş ki;
-“Ula eşşoğlu, gavur oldum kendimi kurtardum. Tekrar müslüman oldum seni kurtardum. Habu numara her zaman sokmez. Bi daha benum gibi birine kanayim deme!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder